20-21 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın başkenti Roma’da toplanan III. Dünya Savaşını Durdurun Uluslararası Barış Koordinasyonu, düzenlediği “Filistin İçin Nasıl Bir Gelecek” Forumu’nun Sonuç Bildirgesi’ni yayınladı.
23 Nisan'da gözaltına alınan ve tutukluluğuna karar verilen gazetecilerden Erdoğan Alayumat avukatıyla dışarıdaki meslektaşlarına mesaj gönderdi.
İHD İstanbul Şubesi 631. F oturmasında Van Yüksek Güvenlikli Zindanı'nda tutuklu bulunan, 82 yaşındaki Makbule Özer‘in durumuna dikakt çekti. Yaşı ve hastlaıkları nedeniyle özel bakım gerektiren Özer'in serbest bırakılması istendi.
Cumartesi Anneleri 996. hafta eyleminde 43 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün akıbetini sordu.
Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde 1 Mayıs ve geçen hafta yaşanan yemekten zehirlemeye ilişkin çalışma yapmak isteyen SES Bakırköy Şubesi üyelerine Başhekim ise "Siz teröristsiniz" diyerek güvenlik ve polis zoruyla hastaneden...
Sendikalı oldukları için işten atılan ve direniş sırasında iki kez jandarma saldırısıyla gözaltına alınan ve haklarında dava açılan Agrobay Seracılık işçilerine açılan dava Bergama'da görüldü. Hakimin daha önce işçilere Agrobay Seracılık'a...
İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası şantiyesinde İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş'in üyelerinin gasp edilen hakları için şantiyede yaptıkları eyleme bugün de polis saldırarak işçilerin ve sendika yöneticilerini gözaltına aldı.
ABD’li üniversitelerin başını çektiği üniversite öğrencileri, soykırıma maruz kalan Filistin halkıyla dayanışmak ve üniversitelerinin İsrail’le ekonomik ve akademik ilişkilerine son verilmesi için günlerdir eylemde. Columbia Üniversitesiyle...
23 Nisan'da İstanbul, Ankara ve Urfa'da gözaltına alınan 9 gazeteci savcılık ifadeleri için adliyelere getirildi.
Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Dönemin TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15 yıl, Levent Meriçli'ye taksirle ölüme sebebiyetten 9 yıl 2 ay, Mümin Karasu'ya 17 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor.
Özel Evrim Okulları'nda öğretmenlik yaparken sendikal nedenle işten çıkarılan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali'nin açtığı işe iade davası İstanbul 11. İş Mahkemesi'nde bugün görüldü. Şahitlerin tümünün dinlenmesi...
“İnsanlık onuru için Ermeni Soykırımı ile yüzleşelim, faşizmle hesaplaşalım” diyen HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan 1915 yılının Ermeni halkımıza karşı soykırımının başlangıç tarihi olduğunu söyledi. HBDH’ın açıklaması şöyle:
İHD İstanbul Şubesi, "Ermeni soykırımı tanı, af dile, tazmin et" diyerek Ermeni soykırımının 109. yılında bir basın toplantısı düzenledi.
Çıraklık okulları diye bildiğimiz ama çocuk işçiliğinin yasallaştırılmasından başka bir şey olmayan Mesleki Eğitim Merkezi / MESEM adlı proje 2022 yılında MEB tarafından başlatıldı.
Dinci faşist iktidarın saldırılarına, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye, etkin uygulanmayan 6284 sayılı kanuna, fabrikalarda ve iş yerlerinde sömürülmeye, mobbinge, şiddete, göçmen kadınlara uygulanan ırkçı saldırılara, siyasi tutsaklara yöneltilen çıplak arama ve işkencelere, cezasızlık politikalarına, kaybedilen kadınlara, LGBTİ+lara dönük nefret söylemlerine... Öfkemiz var.
Biliniyor, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım” sözleriyle yeni bir yolculuğa yelken açtığını duyurdu. İfadeden de anlaşılacağı gibi, kararı kendi kendine almış. En azından, emekçi sınıfları, Kürt halkını, durumun böyle olduğuna inandırmak istiyor.
Çöküş öyle bir hal aldı ki, kara mizah toplumsal-siyasal hayatın olağan bir bileşeni haline geldi. Ya da tersten, bütün kurumlarıyla burjuva düzenin olağan faaliyeti, ancak kara mizahla yarışacak güldürü ögesine dönüştü.
Sosyal reformist partiler ve uzlaşmacı küçük burjuva parti hakikaten acınacak haldeler. Aşağı tükürseler dinci faşist AKP-MHP ittifakı. Yukarı tükürseler, “Kandil'i yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler” diyen Kılıçdaroğlu ile “HDP'yi PKK'nin yanına konumlandırıyorum” diyen, geleceğin başbakanlığına aday faşist Meral Akşener'in başını çektikleri, Davutoğlu'ndan, Babacan'a oradan Temel Karamollaoğlu'na kadar ne kadar gerici-faşist varsa hepsinin iğrenç bir bulamaç gibi oluşturdukları ittifak.
Soğuk, açlık, aşağılanma, şiddet... Sabah ayazında gencecik bedenleri ölümün kucağına bırakmak ve yasak sınırları geçmek üzere düşmek yeniden yollara. Göçmen yığınağı haberleriyle birden gündem olan Belarus-Polonya sınırından bahsediyoruz.
Hayat pahalılığı ile emekçi, yoksul sınıfların ayaklanması arasında doğrusal bir ilişki olduğunu kimse yadsıyamaz. Buna egemen sınıfın kendisi de dahil.
Bu düzenin değişmesi, değiştirilmesi gerektiğini zenginler sınıfı dışında kabul etmeyen ve etmeyecek bir kişi dahi bulmak artık mümkün değil. Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfı, diğer ücretli emekçiler, yoksullar, işsizler, kadınlar ve gençlik düzenin değişmesini şiddetle istiyorlar.
Burjuva kampta işler yolunda gitmiyor. Çelişkiler yoğun ve derin. Kimi zaman kayıkçı dövüşü, kimi zaman aleni çatışma, kimi zaman her ikisi birden... Anlayacağınız “çarşı fena karışık”!