Guatemala’da hükümet sağlık ve eğitim bütçesinde kesintiye gitme kararı alınca, halk sokaklara aktı. Önce parlamento binası önüne giyotin kurdular.

Büyük Fransız devriminden beri bir halk devriminin en görkemli simgelerinden biriyle mesaj gönderdiler düzenin sahiplerine. Ardından parlamento binasını ateşe verdiler. Burjuvazinin bu “kutsal ineğini” doğrudan yaktılar (Birilerine özellikle duyurulur!). Devlet başkanı esti gürledi, ama... Kapının önünde giyotin! Elbet kolay değil. Sokakların bu devrimci ateşi burjuvaziye geri adım attırdı. Bütçe geri çekildi.

Şimdi bu geri adım tansiyonu düşürür mü, emekçi yığınlar evlerine döner mi, ayrı mesele. Ama sokaklardaki devrimci öfke burjuvaziye ecel terleri döktürdü, orası kesin.

Fransa, malum. Dünya devrim literatürüne “Fransızca konuşmak” sözünü armağan eden muazzam bir isyan, ayaklanma ve devrim kültürüne sahip. Paris sokaklarının sık sık aleve kesmesine alışkınız. Kah banliyöleri kasıp kavuran göçmen isyanları, kah herhangi bir emek karşıtı yasaya dönük gösteriler, grevler ve sokak çatışmaları. Sarı yeleklilerin “uzun yürüyüşü” bitmedi daha!

Tam böyle bir ortamda “Küresel Güvenlik Yasası” denen garabet, Paris sokaklarını yeniden isyana sürükledi. Malum, bu yasanın 24. maddesi, “ eylemler sırasında polisi görüntülemeyi yasaklıyor ve yasağa uymayanlara 1 yıla kadar hapis, 45 bin Euro para cezası verilmesini” öngörüyor. Fransızlar bu yasağa, o polisin “görüntülerini” bizzat yoğun çatışma alanında tüm dünyaya göstererek karşılık verdi. Günlerdir kelimenin gerçek anlamında sokak savaşları yaşandı.

Hafta sonu “Baskıcı Yasaya Karşı Özgürlük Yürüyüşü” düzenlendi. 500 bin kişi katıldı yürüyüşe. Çatışmalarda polis defalarca “hücuma geçti” ama defalarca püskürtüldü. Çok zor duruma düştü polis birlikleri.

Sonuçta Macron suçu İçişleri Bakanı başta olmak üzere, yasayı hazırlayanlara attı ve onları “haşladı”: “ Liberal olmayan bir yönetim bizim kimliğimiz olamaz. Derhal yasa askıya alınsın ve yeniden yazılsın!” Ardından yasanın 24. maddesi, yeniden yazılıncaya kadar askıya alındı!

Hükümet partisinden açıklama yapıldı: “Yasanın tümüyle yeniden yazılmasını istiyoruz. Birincisi ‘Bilgi edinme, bilgi yayma hakkıyla polisin güvenliğini sağlamayı aynı anda gözeten, daha dengeli bir metin yazılması için 24'üncü madde tümüyle askıya alındı. Madde üzerinde çok sayıda soru işareti var. Hükümetimiz hiçbir zaman gazetecilerin çalışmalarını engellemeye yönelik bir uygulamayı getirmek istemedi. Ama polislerin güvenliğini de, ifade özgürlüğü kadar sağlamalıyız. Bu kadar önemli bir konuda yaşanan bu belirsizliği gidermek, bütün şüpheleri ortadan kaldırmak için maddenin tümüyle yeniden yazılmasına karar verdik.”

İşte böyle, sokakta sopayı görünce birden “demokrat” kesiliyor en azılı gericiler! Ya da kapılarına giyotin dayanınca!..

Sınıflar savaşının dili böyle. Acımasız. Ancak dişe diş, zorlu mücadelelerle elde ediliyor kısmi kazanımlar. Ve karşı taraf kendini güçlü hissettiği ilk anda saldırıya geçerek geri alıyor, gasp ediyor bu kazanımları. Bahtsız Sisifos’un bir türlü zirveye çıkaramadığı kaya misali!

Ama bir fark var. Bu tarihsel birikim, bu patlamalar, bir noktada eşiğin aşılmasına varıyor. İktidarı hedeflemek bilinci yer ediyor yığınlarda. Toptan bir düzen değişiyor. Tüm dünyada emekçi yığınlar o eşiğe hızla ulaşmakta. Yakında bu türden “yasa geri çekmeler”, tavizler yetmeyecek. Görkemli kulelerin bir çırpıda yıkılıp gittiğini göreceğiz hep birlikte. Emekçi halkların ellerinde giyotin çıktı bir kez sahneye. Nice taçsız başların sokaklara yuvarlanacağı zaman yakındır.