Bir ülkenin, bir toplumun geleceğidir gençlik. Gençliği kaybedenler, geleceklerini de kaybederler. Gençler geleceklerini kaybederse, toplumsal düzen kendi “var olma hakkını” ve dayanaklarını kaybeder.

Türkiye’de gençlik, geleceğini yitirmiş. Gençler, bu toplumda mutlu bir geleceğe dair inanç ve beklentilerini kaybetmiş.

Yapılan bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 61’i “daha iyi bir yaşam için” yurt dışına göç etmeyi istiyor! Ekonomik olarak çökmüş, karamsar... Üstelik yüzde 58’i gelecek kuşakların daha zor şartlarda yaşayacağına inanıyor. Her dört gençten üçü, ailesinin ekonomik durumu nedeniyle endişeli.

Anketlerin, araştırmaların sunduğu tablo, karanlık. Hiçbir umut yok o tabloda. Gelecek adına ışıltılı bir hayal, bir çıkış yolu yok! Bu sömürü düzeni, bu kapitalist sistem sınırları içinde varılacak hiçbir aydınlık ufuk yok.

Çocukluğunu yaşamadan izbe atölyelere sürülüyor çocuklarımız. Gençliğini yaşayamadan ailelerin geçim sorumluluğu altında ihtiyarlıyor, eriyip gidiyor gençlerimiz. Eğitim cenderesinden sağ salim çıkanları acımasız işsizlik imtihanı bekliyor.

İliklerine değin çürüyen bu sistem, gelecek umutlarını çaldı gençlerimizin. Gelecek adına verebileceği, vadedebileceği hiçbir şey yok bu kokuşmuş akbabalar sürüsünün! Geleceğe dair sunabileceği hiçbir hayalleri olmayanlar, kopkoyu bir karanlıktan başka ne sunabilirler ki? Dinci faşizmin egemenliğini sürdürdüğü her bir saat, gençlerin geleceklerinden çalınmış zamandır.

Bu yüzdendir ki dizginsiz bir baskı ve saldırganlıkla ayakta durmaya çalışıyor dinci faşist iktidar. Ama baskılar, saldırılar kar etmiyor; büyüyen öfke ve isyanın önü alınamıyor. Bu düzende umutlarını ve geleceklerini yitirmişse gençler, kendi geleceklerini kendi elleriyle kurmak için mücadeleye atılırlar. Atılıyorlar da!

Eski ile yeninin, çürüyen ile yeşerenin, geçmiş ile geleceğin kavgasıdır bu. Tel tel dökülenle, ona boyun eğmeyerek yok oluşu kabul etmeyenlerin kavgasıdır. Bu karanlık sultasının, bu korku iktidarının sonu getirilmeli; dinci faşist iktidar ve faşist devlet yıkılmalı!

Gençler!.. Çaresiz ve seçeneksiz değilsiniz. Çare sizsiniz! Gençliğin safı, özgürlükleri kazanmak için dinci faşizme karşı dövüşenlerin yanıdır. Geleceğinizin elinizden alınmasına, özgürlüğünüzün çalınmasına izin vermeyin! Kendi geleceğinizi elinize alın! Bu zulüm düzenini yıkacak olan kavgaya omuz verin!

Bu sömürü ve baskı düzenini yıkacak olan birleşik devrimdir. Gençliğe özgür ve umut dolu yarınları sunacak olan; zindanları yıkıp tutsakları özgürleştirecek olan; ezilen Kürt ulusunun özgürlük hakkını sağlayacak olan; herkese iş ve çalışma hakkı sağlayacak olan; tüm emekçi çocuklarının özgür ve bilimsel eğitim haklarını sağlayacak olan... toplumsal devrimin, halklarımızın birleşik devriminin ta kendisidir! Geleceği ve gençliği kazanacak şey, devrimdir.

Evet bu düzende bir gelecek yok. Ama gençlik için ışıltılı bir gelecek var kapitalist sistemin sınırlarının ötesinde. Bu yüzden söylendi “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” diye.

Unutulmasın, “dünyanın gençliğidir komünizm”!