40 ülkeden delege, 25 ülkeden de bireysel katılımcılar, Ukrayna’da sürmekte olan savaşın nedenlerini, uluslararası barışa etkilerini, insanlarımızın karşı karşıya olduğu tehlikeleri ve adil ve kalıcı bir barış hareketinin görevlerini tartışmak için, 27-28 Ekim tarihlerinde Roma’da bir araya geldiler.

Çıkardığımız sonuçlar:

• Ukrayna’daki savaşın asıl nedeni ABD ve onun en yakın müttefiklerinin (Batı) saldırgan politikalarıdır ve şimdi Filistin’de tanık olduğumuz gibi, insanlığı Üçüncü Dünya Savaşının eşiğine sürüklemektedir.

• Tek kutuplu dünya düzenini sürdürebilmek için Batı, emperyalist hegemonyaya ihtiyaç duyuyor. Dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunu uydu devletlere dönüştürmeyi, yeni-sömürgeci bir uluslararası sisteme yol açmayı hedefliyor.

• Emperyalist seçkinler, “demokratik küreselleşme”, insan ve yurttaş haklarını savunma ve ulusal devleti aşma [türünden] sözüm ona ilerici ideolojik maskeleri egemenliklerinin bir bahanesi olarak kullanıyorlar. AB, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ekonomik Forumu türünden kuruluşları ekonomik hakimiyetlerini dayatmak için, NATO’yu da askeri hakimiyetlerini dayatmak için kullanıyorlar.

Bu çerçevede Batı:

• Rusya’ya, egemen bir devlet olarak yok etmek ve onu zayıf bir uydu devletler toplamına dönüştürmek amacıyla saldırıyor.

• Çin’i askeri üslerle, savaş gemileriyle ve yeni askeri ittifaklarla kuşatıyor; Onu, bir savaşa bahane olabilecek şekilde askeri karşılık vermeye zorlamak amacıyla Tayvan’a silah sevkiyatını yoğunlaştırıyor ve Güney Çin Denizi’nde provokasyonlara devam ediyor.

• Kore yarım adası çevresindeki savaş provokasyonlarını sürdürüyor.

• Filistin halkını yok etmek ve İran’ı savaşa sürüklemek için, Ortadoğu’daki yeni-sömürgeci politikalarının bir aracı olan İsrail’i destekliyor.

• Irak’ın işgalini, Yemen, Suriye, Libya ve Lübnan’daki çatışmaları sürdürüyor, ve hepsinden öte, Filistin’in işgaline devam ediyor.

• Kukla hükümetler dayatarak ve Sahel bölgesi örneğinde olduğu gibi, kendi vasal devletlerini bağımsız ülkeleri işgal etmeye teşvik ederek, Afrika ve Latin Amerika’yı sürekli olarak yağmalıyor.

• Silahlı gruplarını “rejim değişikliği” operasyonlarında kullanıyor; Rus ve İranlı entelektüellere, politikacılarına, bilimcilerine ve gazetecilerine suikastlar örgütlüyor; Kuzey Akım 2’yi havaya uçurmak gibi terörist eylemler düzenliyor.

• [Hedeflenen] ülkelerdeki nüfusun ve bizzat Batı’daki işçi sınıfının ve tüm yoksulların sürükleneceği felakete aldırış etmeksizin, yasa dışı tek taraflı önlemler (UCM) yoluyla emperyalizme direnen ülkelerin ekonomilerini boğmaya çalışıyor.

• Zehirliyor ve öldürüyor. Birleşik Devletler halihazırda nükleer silahları kullandı. Sadece Hiroşima ve Nagasaki’de değil; ayrıca Irak, Sırbistan ve şimdi Rusya’ya karşı seyreltilmiş uranyum (SU) silahlarını kullanmak yoluyla da!.. SU toprağı kalıcı olarak kirletiyor. [Kullanıldığı yerlerde] sayısı kesin olarak bilinmeyen insanın ölümüne yol açtı.

Bu nedenlerden dolayı Batılı seçkinler dünyanın gelişmesine ve barışa karşı kalıcı bir tehdittir ve insanlığın varlığını tehdit etmektedir.


Süregelen Ukrayna savaşı karşısındaki duruşumuz:

Ukrayna’da savaş ne 24 Şubat 2022’de başladı, ne de ABD’nin kışkırttığı 2014 darbesi ile. Zamanı biraz daha geri alalım; NATO’nun Doğu Avrupa’ya doğru kanlı genişlemesiyle başladı. Bir zamanlar Balkanların en güçlü devleti olan Yugoslavya’nın çözülmesiyle sonuçlanan kirli savaşlar, Kafkaslar’da kışkırtılan savaşlar aynı projenin aşamalarıydı. Rusya’ya karşı savaş, SSCB’nin, yurttaşlarının iradelerine rağmen yasa dışı olarak dağıtılmasının hemen ardından başlamıştı. Doğu Avrupa’da ve Merkezi Asya’da yeni sınırların oluşumu, uluslararası hukuk çerçevesine aykırı bir şekilde dayatıldı.

NATO, ABD’nin tüm Avrupa üzerindeki denetimini dayatma aracıydı. Doğu’ya doğru genişlemesi yasa dışıydı ve bugün bütün egemen ve bağımsız ülkelere karşı kalıcı bir tehdit oluşturuyor.

Rus yönetimi savaşın mevcut aşamasını engellemek için çabaladı. Fakat Batı, Ukrayna’daki vekilleri üzerinden, Rus nüfusunu hedef almaya devam etti ve Rusya tarafından önerilen eşit güvenlik temelindeki barış anlaşmasını reddetti. Batı’nın adımları savaşı kaçınılmaz hale getirdi.

Batı’nın savaşı yürütme şekli, amacının sonu gelmez bir gerilimi tırmandırma ve hem Ukrayna hem de Rusya’nın azami ölçüde yorulması olduğunu gösteriyor. Misket bombası ve seyreltilmiş uranyum gibi yasa dışı silahların kullanımı gösteriyor ki, Batı’nın insanlık dışı eylemlerinin bir sınırı yoktur. Tüm Doğu Avrupa ülkelerini (bu arada diğer ülkeleri de) çatışmaya sokma gayretleri gösteriyor ki, Batı’nın yönetici seçkinleri tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi Avrupa nüfusunu da “top yemi” olarak kullanmaya çalışıyorlar.

Uluslararası sorunların yegane çözüm zemini, BM Şartnamesi temeline dayanan Uluslararası Hukuk olmaya devam etmelidir. ABD ve müttefiklerinin, “kurala dayalı düzen” diye adlandırdıkları iradeleri, artık dünyaya dayatılan zorunlu kural olmamalıdır.

Dünya halklarının ihtiyacı olan şeyler:

• Ukrayna’da NATO’nun yenilgisi. Bu önkoşul olmaksızın sürdürülebilir bir barış mümkün değil. Rusya karşısında Batı’nın zaferi insanlık için yeni felaket olabilir. Bu, Balkanlarda, Ortadoğu’da ve Doğu Asya’da, özellikle de Güney Çin Denizi’nde ve Kore Yarımadası’nda uzatılmış bir üçüncü dünya savaşı demek olan yeni savaşların başlangıç noktası olabilir.

• Doğu Avrupa ve Balkanlarda, ABD-AB denetiminden kurtarılmış, eşit ilişkilere dayanan, Batı’nın soğuk savaştaki zaferinin yıkıcı sonuçlarını yeniden şekillendirecek yeni bir işbirliği çerçevesi.

• Tek yönlü dayatmacı önlemlerden [ve] Batı tarafından dayatılan küresel iktisadi diktatörlükten azade, halkların kendi geleceklerini belirleyebildiği egemen ülkeler dünyası. Dünya ticari, mali, iletişim ve ulaşım ağının Batı denetiminden çıkmasına ihtiyaç duyuyor. Bu doğrultuda, ülkeler arasında Batı denetiminin dışında yeni işbirliği örgütlerinin oluşması ve Küresel Güney’in verili uluslararası örgütlerdeki rolünün artması olumlu gelişmelerdir.

• BM’de Küresel Güneyin haklarının ve tüm ülkeler için eşit egemenlik ilkelerinin yansıdığı yeni bir yapılanma.


Görevlerimiz:

• Bilgi ve eğitim alanında yapacak çok işimiz var. NATO-AB ülkeleri ve ABD egemenliği altındaki diğer ülkelerde koyu bir sansür mevcut. Batı’nın Ukrayna’daki savaşının haksız savaş olduğu konusunda bu halkları bilgilendirmeliyiz.

• Savaş sahasına silah, mühimmat, ekipman ve eleman sevkiyatını durdurmalıyız, fakat,

• Asıl görevimiz ülkelerimizi NATO üyeliğinden, ABD kontrolünden ve askeri üslerinden kurtarmaktır. Dünya halklarının direnişiyle dayanışmamızın zirvesi bu olacaktır.

Karar verdik:

• “3. Dünya Savaşını Durdurun -Uluslararası Barış İnisiyatifi” adı altında yukarıda belirtilen görevlerin eşgüdümünü sağlamak için kalıcı bir ağ oluşturmak

• Rusya-Donbass ve Filistin ile dayanışmak için uluslararası eylemler örgütlemek ve dayanışma delegasyonları oluşturmak.

• 2024 yılı sonunda uluslararası barış konferansının ikincisini örgütlemek.